SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YOLCU NAMAZI BAHSİ

<< 805 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

253 - (805) حدثنا إسحاق بن منصور. أخبرنا يزيد بن عبدربه. حدثنا الوليد بن مسلم عن محمد بن مهاجر، عن الوليد ابن عبدالرحمن الجرشي، عن جبير بن نفير. قال: سمعت النواس بن سمعان الكلابي يقول:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول "يؤتى بالقرآن يوم القيامة وأهله الذين كانوا يعملون به. تقدمه سورة البقرة وآل عمران" وضرب لهما رسول الله صلى الله عليه وسلم ثلاثة أمثال. ما نسيتهن بعد. قال "كأنهما غمامتان أو ظلتان سوداوان. بينهما شرق. أو كأنهما حزقان من طير صواف. تحاجان عن صاحبهما".

 

[ش (تقدمه) أي تتقدمه. (شرق) هو بفتح الراء وإسكانها. أي ضياء ونور. وممن حكى فتح الراء وإسكانها القاضي وآخرون. والأشهر، في الرواية واللغة، الإسكان].

 

{253}

Bize İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Abdirabbih haber verdi. (Dediki): Bize Velîd b, Müslim, Muhammed b. Muhâcir'den, o da Velîd b. Abdirrahmân El-Cüraşî'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivayet etti. Demişki: Nevvâs b. Sem'ân El-Kilâbî'yi şöyle derken işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i:

 

«Kıyamet gününde Kur'ân ve onunla amel edenler getirilecekler; Kur'ân'ın önünde Bakara ile Âl-i Imrân sûreleri bulunacak.» buyururken işitdim.

 

Bu iki sûre için Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç misâl getirdiki, ben onları hâlâ unutmadım:

 

«Bu iki sûre sanki iki bulut yahut aralarında bir nûr bulunan iki siyah gölgelik yahut da sahiplerini müdâfa'a eden safbeste kanat germiş iki kuş sürüsü gibi olacakdır.» buyurdular.

 

 

İzah:

«Şark» ve «Şarak» : Ziya ve nûr mânâsına gelir.

 

Kaadı İyâz ile diğer bâzı ulemâ kelimenin böyle hem (râ)'nın sükûnu hem de fethi ile okunabileceğini rivayet etmişlerdir. Fakat (râ)'nın sükûnu ile okunması hem rivayet hem de lugat îtîbâri ile daha meş­hurdur.

 

Ulemadan bâzılarının beyânına göre kıyamet gününde amellere bir şekil ve suret verilerek mizanda tartılacakları gibi Kur'ân-ı Kerîm'e de bir suret halk edilerek, o söretle gelecek ve insanlara görünecekdir.

 

Kaadir-i Mutlak Hazretlerinin kudreti her mümkîni îcâda sâlihdir; buna böylece îmân etmek gerekir. Bakara ve Âl-i Imrân sûrelerinin, Kur'ân'ın önünde gelmeleri bu sûrelerin sevaplarının bütün Kur'ân sevabına muâdil olduğuna delildir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun ve ahkâmı en çok olan sûreleri bunlardır. Bu iki sûrenin sevapları hakkında «iki siyah gölgelik...» buyurulması, sevaplarının adetâ bir biri üzerine yığılırcasına çok olduğunu beyân içindir. Bittabi gölge ne kadar koyu olursa, faydası da o nisbetde çok olur. Mezkûr iki siyah gölgenin aralarında nûr bulunması bâzı Şâfiîyye ulemâsının beyânına göre iki gölgeyi biribirinden ayırmak içindir. Fakat başkaları bunlara i'tîrâz etmş ve: Gölgenin iki tane olması biribirinden ayrı olmalarını anlatmaya kâfidir. Burada mânâ bu iki gölge son derece kesif ve birbiri üzerine yığılmış oldukları hâlde yine de ziyâya manî olmıyacak demekdir.» mutâleasında bulunmuşlardır.